Girişmeye başladığım yıllarda, ortada ne girişimcilere eğitim veren kamplar, ne de yatırımcılar vardı. Hibe ve destekte sadece üretim yapanlara veriliyordu.
Sektör hareketlenmeye başladığında ise, büyük partnerlerle çalışan bir şirkettik.
Yine de bir kamp maceram ve yatırımcılara sunum yapmışlığım vardır.
Son 3 yıldır bazı kamplarda mentörlük yapmaktayım. Bazı etkinliklere de izleyici olarak katılıyorum.
Bu çalışmalar, organizasyonu yapan kurumlar tarafından çok iyi niyetli ve özverili bir şekilde yapılmasına rağmen, ne yazık ki pek az girişimci ruhu taşıyan insanları görebiliyorum.
Heyecanları yok. Ve neredeyse iş planı yapmakta profesyonel hale gelmişler. Yatırımcılara karşı kendine güvenle ukalalık arasındaki çizgileri aşmaktalar. Girişimciliği gerçekleştirmekten daha çok yatırım alma peşindeler ve ne yazık ki yatırımcılar bu tür girişimcilere yatırım yaptıklarında sonuç hüsran oluyor. Para bitince iş kapanıyor. Yatırımcı zarar ediyor, bu tür girişimci ise başka bir iş fikri ve iş planı ile başka bir kampa katılıyor ve yine aynı olaylar tekrar ediyor.
İş fikri + iş planı = başarılı girişim değildir.
Yatırım aldığı için ilerleyen kaç girişim biliyorsunuz. Başarılı girişimlerin hepsi ruhu olan, vazgeçmeyen, zorluklarla karşılaşmış ve umudunu kaybetmeden aşmış kişilerin eseri. Yatırımın daha doğrusu paranın eseri değil.
Diğer taraftan oyunun diğer tarafında yatırımcılar yer alıyor.
Yatırımcı “Melek” değildir
Gözlemediğim kadarıyla Türkiye’de yatımcılar 3’e ayrılıyor.
1. Benim bildiğim iş yatırımcısı: Bu yatırımcı ikiye ayrılıyor. 1. Bildiğim işte daha faydalı olurum diyerek var olan işini büyütmeye başka bir girişimciyle bir araya gelerek yapmak isteyen yatırımcı ki bu iyi bir düşünce. 2. Bu iş rakibim olur elimin altında olsun diyen yatırımcı. Bu tamamen farklı ve çığır açmaya çalışan girişimcilerin heyecanını söndürüyor ve girişimini sunduğunda hayal kırıklığına uğruyor.
2. Tanıdık Yatırımcısı: Bir yakını veya bir tanıdığı girişimci olmak istediğinde ona destek olmak isteyen yatırımcı. Bu bir kişi veya bir yatırımcı topluluğu olabiliyor. Bilmem kimin yeğeni gelecek herkes 5 er 10 ar az çok demesin koysun ortaya o da bir iş yapsın düşüncesi. Tanımadıklara fırsat yok.
3. Las Vegas Yatırımcısı: Bol parası olan bu tür yatırımcı kumar oynar gibi kolaylıkla parasını dağıtarak biri tutarsa diğer kayıpları unutturur düşüncesi ve veren elin alan elden üstün olduğunu hissetmek amacıyla yatırım kararı veren yatırımcı. Girişimci tam olgunlaşmadan kavuştuğu parayla zengin olduğunu düşünerek hem kendini hem de yatırımcısını batırıyor.
Fark ettiyseniz hiç biri “Melek” değil. Yukarıdaki yatırımcılara örnek vermek gayet mümkün ancak herkes ve kendileri de ne tür yatırımcı olduğunu biliyor zaten.
Girişimci tarafına geçersek; Girişimci ruhu olmadığında zaten işi girişimcilik oyununa çeviren kişiler bir tarafa, gerçekten ruhu olan girişimciler daha olgunlaşmadan ulaştığı parayı nasıl kullanacağını bilmediğinden batıyor ve “parayla olmuyorsa ne yapabilirim ki” düşüncesiyle demoralize olup girişiminin peşinden gitmekten vazgeçiyor.
Çünkü girişimi paraya kavuşmadan ilerleseydi, zorluklara karşı “Param yok diye bunlar oluyor, olunca düzelecek.” hissini taşıyacak zaman içinde öyle olmadığını anlayacak ve olgunlaşacaktı.
Yatırımcılara, girişimcilerin hangi aşamasında ne kadar yatırım yapması gerektiğini, ince eleyip tartmaları gerektiğini, böyle yatırım yapmaya devam ettikçe ne girişimcilere ne de kendilerine bir başarı öyküsü vermeyeceklerini, üstüne de para kaybedeceklerini anlatmak gerek.
Sevgili girişimciler, ruhunuzu asla kaybetmeyin.
Bir çiftçi amcanın bana dediği gibi; Hiç bir emek zayi olmaz.
@tulinakin
Kaynak: Projepanosu.com
No Comments